Sıfat: İsimleri niteleyen(özelliğini açıklayan) sözcüklere sıfat ( adjective ) denir.
İsime “Nasıl?” sorusu sorulduğunda bulunabilir.
– a good man –  iyi adam
Nasıl adam? = İyi(good) adam.
– the big boy – büyük çocuk
Yukarıdaki örneklerimizde man(adam) ve boy(çocuk) isimdir. good(iyi) ve big(büyük) ise sıfat. Yani good kelimesi man kelimesini, big kelimesi ise boy sözcüğünü niteliyor. (Bir özelliğinden bahsediyor)
► Zamirler ismin yerine kullanılan sözcükler olması nedeniyle, sıfatlar zamirleri de niteleyebilir.
Örnek vermek gerekirse;
– She is sweet, beatiful, rich and smart. (O; tatlı, güzel, zengin ve zekidir.)
– They are small but perfect. (Onlar, küçük fakat harikadır.)
Yukarıdaki örneklerde sıfatlar, zamirleri niteliyor.
► Türkçe’deki gibi İngilizce’de sıfatlar, hangi isimi niteliyorsa ondan önce yazılırlar. Bu sözcüklerde tekil ya da çoğul hiç fark etmez. İsimden önce yazılıyor.

– a fast boy – hızlı bir çocuk
– fast boys – hızlı çocuklar
– a hot sun – sıcak bir güneş
► Bir isimi birden fazla sıfat ile de nitelendirebiliriz. Bunun için sıfatların arasına Türkçe’de olduğu gibi yazarız, istenirse sıfatların arasına virgül konulabilir.

– a big bad wolf – büyük kötü kurt
– the fat, short man – şişman, kısa adam
► Bir isimin rengini bildirdiğimizde iki renk ile niteliyorsak bu renklerin arasına and yazarız. Şayet birden fazla renk ile niteliyorsak bir isimi o zaman da sadece son iki rekn arasına and yazarız, ondan öncekilerin aralarına virgül atarız.

– the red and white uniform – Kırmızı beyaz üniforma
– a blue, gray and black tent. – mavi, gri ve siyah ( renklerinin karışımı ) çadır.
► Sıfatların bazı durumlarda birbirlerine karşı üstünlüğü vardır. Bir isimi birden çok nitelik sıfatı nitelediği durumlarda genel nitelikler, özel niteliklerden önde gelir.
Şimdi aşağıya bu genel ve özel niteliğin sıralamalarını formülize edelim: Bu arada bu kesin bir çiğnenemez kural değildir, genel itibariyle bu sıralama takip edilir. Bazen yerler değiştirilebilir.

Genel anlam + büyüklük, küçüklük + yaş, eskilik durumu, yenilik durumu + rengi + ait olduğu konum + hangi maddeden yapıldığı

a beautiful large brand – new yellow Turkish silver spoon. ( güzel, büyük, yepyeni, sarı, Türk yapısı, gümüş bir kaşık )
– a teen Canadian man – Genç bir Kanada erkeği.
– a nice woolen sweater – Güzel bir yün kazak
► Sıfatlar her zaman isimleri nitelemez. Bazen de fiilleri(eylemleri) de niteleyebilir. Ancak bu fiillerin sayısı kısıtlıdır. Nedir bu fiiller?

be / get / become / seem / appear / look / smell / sound / taste / feel.

– Be quiet. Don’t be noisy. (Sessiz ol. Gürültücü olma.)
– The dog is getting wet in the rain. (Köpek yağmurda ıslanıyor.)
– Last week she became ill. (O, geçen hafta hasta oldu.)
– Your tea tastes excellent. (Çayınızın lezzeti mükemmel.)
– The perfume smells good. (Parfüm güzel kokuyor.)
– He looks sad today. (O bugün üzgün görünüyor.)
► İngilizce dilinde sıfat sözcüklerinin bir çoğu isimlerden önce gelir ve sıfat tamlaması oluştururlar, ayrıca da; seem ve look gibi eylemlerin sonrasına gelerek yüklem görevi yerine getirirler.

– a thin boy – zayıf bir çocuk
(thin sıfattır. boy isim. Sıfat isimin önüne geldi.)
– The boy is thin. – Çocuk zayıftır.
(thin sıfatı, boy isiminden sonra geldi ve fiil görevi aldı)
– hard exams – zor sınavlar
– The exams are hard. – Sınavlar zordur.
– a happy girl. – Mutlu bir kız.
– The girl looks happy. – Çocuk üzgün görünüyor.
(sıfat yani happy, lookstan sonra geldi ve yüklem görevini gördü.)

Yüklem görevi gören sıfatlar (Predicative adjectives): Kimi sıfat sözcükleri yalnızca yüklem görevi ile kullanılır. Dolayısıyla bu sıfatları biz niteleyecekleri isimin önüne yazamayız. Peki nedir bu sıfatlar?
asleep, awake, alike, afraid, alive, alone, ashamed, glad, pleased, sorry, upset, elder.
Şimdi bir örnek verelim;
– The girl is asleep. ( Kadın uykuda ) diye ifade edebiliriz. Ancak asleep girl diye ifade edemeyiz.

Niteleyici Sıfatlar (Attributive adjectives): Yüklem görevi gören sıfatların aksine attributive ( niteleyici ) olarak görev yapan fakat predicative ( yüklem ) olarak kullanılamayan sıfatlar sözcükleri bulunur. Bunlar hangileridir?
chief, main, principal, sheer, utter, mere, only, sole, total
Bir örnek de bunlar için verelim;
– His shop is on the main street. ( Onun dükkanı ana caddededir ) diye cümle kurabiliriz ancak “The street is main” diye bir cümle kuramayız.

OLUMLU VE İYI ANLAM İFADE EDEN SIFATLAR

Sıfat Türkçesi Sıfat Türkçesi
happy mutlu healthy sağlıklı
helpful yardımsever lovely sevimli
perfect mükemmel proud gururlu
joyous sevinçli nice hoş
obedient söz dinleyen splendid söz dinleyen
pleasant hoş successful başarılı
thoughtful anlayışlı victorious muzaffer
wonderful harika vivacious hayat dolu
zealous gayretli lucky şanslı
lively neşeli kind sevecen
zany delidolu witty esprili

BIÇIM VE ŞEKIL BILDIREN SIFATLAR

Sıfat Türkçesi Sıfat Türkçesi
broad geniş narrow dar
deep derin shallow sığ
steep dik round yuvarlak
wide geniş high yüksek
crooked eğri flat düz
skinny ince square kare
hollow çukur straight düz
curved eğri chubby tombul

SES ILE İLGILI SIFATLAR

Sıfat Türkçesi Sıfat Türkçesi
cooing ötmek deafening sağır eden
moaning inleten raspy kulak tırmalayıcı
squealing cırlayan faint sönük
hushed sessiz hissing ıslıklayarak
resonant yankılanan soft alçak ses
purring mırıltılı melodic melodik
mute sessiz shrill kulak tırmalayıcı
noisy gürültülü husky kısık
loud yüksek ses sessiz kısık
thundering gürültülü whispering fısıltılı
silent sessiz screeching cırtlak

ZAMAN ILE İLGILI SIFATLAR

Sıfat Türkçesi Sıfat Türkçesi
ancient antik old-fashioned eski moda
swift çabuk late geç
modern çağdaş young genç
Early erken old yaşlı
quick çabuk rapid çabuk
short kısa süren long uzun süren

TAT, LEZZET ILE İLGILI SIFATLAR

Sıfat Türkçesi Sıfat Türkçesi
bitter keskin salty tuzlu
fresh taze stale bayat
sweet tatlı spicy baharatlı
thirsty kuru rotten çürük
tasteless tatsız sticky yapış yapış
tart mayhoş sour ekşi
juicy sulu greasy yağlı
icy buz gibi tasty lezzetli
delicious lezzetli ripe olgun

KÖTÜ DUYGULARLA İLGILI SIFATLAR

Sıfat Türkçesi Sıfat Türkçesi
angry kızgın awful berbat
bored sıkılmış confused kafası karışık
bewildered şaşkın dangerous tehlikeli
combative kavgacı condemned ayıplanan
clumsy beceriksiz cruel zalim
creepy tüyler ürpertici anxious endişeli
evil kötülük fierce vahşi
disgusted nefret ettirmiş grieving kederli
smoggy sisli shiny parlak
defiant meydan okuyan arrogant küstah ve kibirli
black kasvetli dizzy şaşkın
envious kıskanç annoyed sinirli

DIŞ GÖRÜNÜŞ İLE İLGILI SIFATLAR VE TÜRKÇELERI

Sıfat Türkçesi Sıfat Türkçesi
glamorous büyüleyici spotless tertemiz
misty sisli handsome yakışıklı
magnificent görkemli homely basit, sade
muddy bulanık, pis plain düz, sade
precious değerli, kıymetli sparkling parıldayan
gleaming parıldayan motionless parıldayan
unsightly nahoş grotesque gülünç
quaint tuhaf, acayip stormy fırtınalı
smoggy sisli shiny parlak

GÖRÜNÜM İLE İLGILI SIFATLAR VE TÜRKÇELERI

Sıfat Türkçesi Sıfat Türkçesi
elegant zarif adorable çok güzel, sevimli
beautiful güzel attractive çekici, göz alıcı
blue-eyed mavi renkli bright parlak
clean temiz clear şeffaf, saf
colorful renkli cute sevimli
filthy çok pis fancy süslü
gloomy kasvetli dark karanlık
cloudy bulanık excited heyecanlı
filthy çok pis fancy süslü



A’dan Z’ye Alfabetik Olarak İngilizce Sıfatlar Listesi
Able:  güçlü
Abnormal:  anormal
Absent:  yok
Absolute:  mükemmel/tam
Acceptable:  makul
Accessible:  ulaşılabilir
Accurate:  kesin/tam
Acidic:  asitlenmiş
Acoustic:  akustik
Active:  faal
Adaptable:  uyarlanabilir
Additional:  ilave/ek
Adequate:  yeterli
Administrative:  yönetimsel
Advantageous:  avantajlı
Advisable:  önerilen
Affirmative:  olumlu
Ago:  önce
Airborne:  uçan
Airy:  havalı
All:  tüm
Alone:  yalnız
Alphabetical:  alfabetik
American:  Amerikan
Amphibious:  hırslı
Angry:  kızgın
Annual:  yıllık
Another:  başka
Any:  hiç
Apparent:  anlaşılır/açık
Applicable:  uygulanabilir
Appreciable:  kayda değer
Appropriate:  uygun
Artificial:  yapay
Atomic:  atomal
Audible:  duyulabilir
Automatic:  otomatik
Auxiliary:  yardımcı
Available:  mevcut
Bad:  kötü
Ballistick:  balistik
Bare:  yalın
Barometric:  barometrik
Basic:  temel
Beautiful:  güzel
Beneficial:  faydalı
Best:  en iyi
Big:  büyük
Binary:  çift
Biological:  biyolojik
Bitter:  acı
Black:  siyah
Blind:  kör
Blue:  mavi
Both:  her ikiside
Brief:  özet/kısa
Bright:  parlak
Broad:  geniş
Brown:  kahverengi
Busy:  yoğun
Capable:  yetenekli
Careful:  dikkatli
Careless:  dikkatsiz
Carnal:  cinsel
Cautious:  dikkatli/önemli
Celestial:  gökle ilgili
Celsius:  santigrat
Central:  merkezi
Centrifugal:  merkezkaç
Ceramic:  seramik
Certain:  belirli
Cheap:  ucuz
Civil:  sivil
Clean:  temiz
Clear:  açık/anlaşılır
Coarse:  kaba
Cold:  soğuk
Colorless:  reknsiz
Comfortable:  rahat
Commercial:  ticari
Common:  yaygın
Compact:  yoğun
Complete:  tamamlanmış
Complex:  karışık
Composite:  karma
Compound:  bileşim
Comprehensive:  ayrıntılı
Compulsory:  mecburi
Concrete:  somut
Concurrent:  tesadüfi
Confidential:  gizli
Conscious:  bilinçli
Consecutive:  ardışık
Considerable:  hatırı sayılır/önemli
Constant:  sabit
Constructive:  yapıcı
Consumable:  tüketilebilir
Continuous:  sürekli
Convalescent:  iyileşen
Convenient:  uygun
Conventional:  konsansiyonel
Cool:  serin
Cooperative:  yardımcı
Coordinating:  eşgüdümlü
Correct:  doğru
Corrective:  düzeltici
Counterclockwise:  saat yönünün tersine
Critical:  eleştirel
Cruel:  kaba
Cryptographic:  kriptografik
Cubic:  kübik
Culpable:  suçlanmayı hakeden
Current:  mevcut
Daily:  günlük
Dangerous:  tehlikeli
Dark:  karanlık
Dead:  ölü
Deaf:  sağır
Dear:  sevgili
Decimal:  ondalık
Deep:  derin
Defective:  kusurlu
Definite:  belirli/açık
Delicate:  narin
Demonstrable:  kanıtlanabilir
Dental:  dişlerle ilgili
Dependent:  bağımlı
Destructive:  yıkıcı
Diagnostic:  teşhis edilebilir
Diagonal:  köşegen
Different:  farklı
Differential:  ücret farkı
Difficult:  zor
Digital:  dijital
Dim:  loş
Dirty:  kirli
Disciplinary:  disiplinci
Diseased:  hastalıklı
Dishonorable:  onursuzca
Distinct:  farklı/belirgin
Ditty:  kısa ve basit şarkı
Dormant:  hareketsiz
Double:  çift
Drafty:  soğuk cereyanlı
Dry:  kuru
Drowsy:  uykulu
Dual:  ikili
Due:  hak edilen
Dull:  sıkıcı
Dumb:  aptal
Dynamic:  dinamik
Each:  her
Easy:  kolay
Economic:  iktisadi
Educational:  hesaplı
Effective:  etkili
Efficient:  verimli
Eighth:  sekizinci
Elastic:  esnek
Electric:  elektrikle ilgili
Electronic:  elektronik
Eligible:  haklı
Else:  başka
Empty:  boş
Enough:  yeterli
Entire:  tüm
Environmental:  çevresel
Equal:  eşit
Erect:  dimdik
Erratic:  düzensiz
Essential:  gerekli
Eventual:  sonunda olan
Every:  her
Evident:  besbelli
Exact:  tam
Excellent:  mükemmel
Excessive:  aşırı
Exclusive:  paylaşılmayan
Explosive:  patlayıcı
Extensive:  kapsamlı
External:  harici
Extra:  ekstra
Extreme:  aşırı
Faint:  güçsüz
Fair:  adil
False:  yanlış
Familiar:  aşina
Faraway:  uzak
Fast:  hızlı
Fat:  şişman
Fatal:  ölümcül
Faulty:  hatalı
Feasible:  yapılabilir
Federal:  federal
Feeble:  güçsüz
Fertile:  bereketli
Few:  az
Fifth:  beşinci
Final:  son
Financial:  mali
Fine:  iyi
Firm:  sağlam
First:  birinci
Fiscal:  mali
Fit:  uygun
Flammable:  kolay tutuşur
Flat:  düz
Flexible:  esnek
Foggy:  sisli
Foolish:  budalaca
Foreign:  yabancı
Formal:  resmi
Former:  önceki
Fourth:  dördüncü
Free:  serbest
Frequent:  sık
Fresh:  taze
Full:  dolu
Functional:  fonksiyonel
Fundamental:  en gerekli
Further:  daha uzak
General:  genel
Gentle:  nazik
Good:  iyi
Gradual:  kademeli
Grand:  büyük
Graphic:  çizgesel
Grave:  ciddi
Great:  mükemmel
Green:  yeşil
Grievous:  acı veren
Happy:  mutlu
Hard:  zor
Harmful:  zararlı
Hasty:  aceleye gelmiş
Hazardous:  tehlikeli
Healthy:  sağlıklı
Heavy:  ağır
Helpful:  yardımsever
High:  yüksek
Hilly:  tepelik
Hind:  arka
Hollow:  oyuk
Honorable:  onursal
Horizontal:  yatay
Hot:  sıcak
Huge:  çok büyük
Hydraulic:  hidrolik
Icy:  buzlu
Identical:  hemen hemen aynı
Idle:  sonuçsuz
Ill:  hasta
Immediate:  acele
Imminent:  yakın
Important:  önemli
Improper:  uygunsuz
Inclusive:  herşey dahil
Independent:  bağımsız
Indicative:  belirtici
Individual:  bireysel
Inertia:  atalet
Inherent:  doğasında olan
Inner:  iç
Instant:  hemen olan
Instantaneous:  anlık
Intense:  şiddetli
Interchangeable:  birbirinin yerine geçebilir
Intermediate:  ara
Internal:  dahili
International:  uluslararası
Intrinsic:  esas
Junior:  yaşça küçük
Keen:  hevesli
Kind:  nazik
Large:  geniş
Last:  son
Late:  geç
Lateral:  yanal
Latest:  en son
Latter:  sonraki
Lawful:  yasalara uygun
Lazy:  tembel
Leaky:  sızıntılı
Lean:  yağsız
Least:  en az
Legal:  yasal
Lengthy:  upuzun
Less:  daha az
Lethal:  öldürücü
Level:  düz
Likely:  muhtemel
Linear:  doğrusal
Liquid:  sıvı
Literal:  kelimesi kelimesine
Little:  az
Lively:  hayat dolu
Local:  bölgesel
Lone:  kimsesiz
Long:  uzun
Loose:  gevşek
looser
loud:  yüksek sesli
low:  alçak
magnetic:  manyetik
main:  asıl
mandatory:  zorunlu
manifold:  türlü türlü
many:  çok
marginal:  marjinal
marine:  bahriyeli
martial:  savaşla ilgili

mean:  cimri
mechanical:  mekanik
medical:  tıbbi
mental:  zihinsel
mere:  sırf
metallic:  metalik
middle:  orta
minor:  önemsiz
minus:  eksi
miscellaneous:  çeşitli
misty:  sisli
mnemonic:  bellekle ilgili
mobile:  seyyar
modern:  modern
modifiable:  değiştirilebilen
modular:  modüler
molten:  dökme
momentary:  bir anlık
moral:  ahlaklı
more:  daha çok
most:  en çok
movable:  hareket edebilen
muddy:  çamurlu
multiple:  çeşitli
mutual:  karşılıklı
mythological:  mitolojik
naked:  çıplak
narcotic:  narkotik
narrow:  dar
national:  milli
natural:  doğal
nautical:  gemicilikle ilgili
naval:  donanmayla ilgili
navigational:  denizcilikle ilgili
neat:  düzenli
necessary:  gerekli
negative:  olumsuz
nervous:  sinirli
neutral:  nötr
new:  yeni
next:  sonraki
nice:  hoş
noisy:  gürültülü
nominal:  nominal
noncommissioned:  assubay
normal:  mormal
nuclear:  nükleer
numeric:  sayısal
numerous:  çeşitli
obsolete:  eskimiş
obvious:  aşikar
occasional:  arada bir olan
odd:  garip
old:  yaşlı/eski
open:  açık
operational:  kullanıma hazır
opposite:  zıt
optimum:  optimum
optional:  tercihe bağlı
oral:  sözel
ordinary:  sıradan
organizational:  örgütsel
original:  orijinal
other:  diğer
outside:  dış
outstanding:  göze çarpan
outward:  dış
overhead:  yukarıda
oversize:  büyük boy
own:  kendisinin
pale:  solgun
parallel:  paralel
partial:  bölümsel
particular:  belirli
passive:  pasif
past:  geçmiş
peculiar:  acayip
periodic:  periyodik
peripheral:  ikincil/önemsiz
permanent:  sürekli
personal:  kişisel
petty:  önemsiz
phonetic:  fonetik
physical:  fiziksel
pictorial:  resmedilmiş
plain:  sade
planar:  düzlemsel
plenty:  bol miktar
poisonous:  zehirli
polite:  nazik
political:  siyasi
poor:  fakir/zavallı
portable:  portatif
positive:  olumlu
possible:  mümkün
potential:  potansiyel
powerful:  güçlü
practical:  pratik
precise:  tam/kesin
predictable:  tahmin edilebilir
preliminary:  ilk/ön
pretty:  hoş/çekici
preventive:  önleyici
previous:  önceki
primary:  baş/temel
prior:  önceki/öncelikli
private:  özel
probable:  muhtemel
productive:  verimli
professional:  profesyonel
programmable:  programlanabilir
prompt:  seri/çabuk
proper:  münasip
protective:  koruyucu
proximate:  en yakın
punitive:  acımasız/sert
pure:  katıksız
purple:  mor
quantitative:  nicel
quick:  hızlı
radioactive:  radyoaktif
random:  düzensiz
rapid:  hızlı
raw:  ham/çiğ
ready:  hazır
real:  gerçek
reasonable:  makul/mantıklı
rectangular:  dikdörtgen biçiminde
red:  kırmızı
redundant:  gereksiz
refreshing:  canlandırıcı
regional:  bölgesel
regular:  düzenli
relative:  göreli/oranlı
reliable:  güvenilir
remote:  uzak
respective:  kendi/kişisel
responsible:  sorumlu
retail:  perakende
reusable:  tekrar kullanılabilir
rich:  zengin
right:  doğru/sağ
rigid:  sert/eğilmez
ripe:  olgun
rough:  pürüzlü/kaba
sad:  üzgün
safe:  güvenli
same:  aynı
satisfactory:  hoşnut edici
schematic:  şematik
secondary:  ikincil
secure:  güvenli
senior:  kıdemli
sensitive:  hassas
separate:  ayrı
sequential:  ardışık
serious:  ciddi
serviceable:  dayanıklı/kullanışlı
seventh:  yedinci
several:  çeşitli
severe:  sert/şiddetli
shady:  gölgeli
shallow:  sığ/yüzeysel
sharp:  keskin
shy:  utangaç
shiny:  parlak
shipboard:  gemide
shipshape:  düzgün/muntazam
short:  kısa
sick:  hasta
significant:  önemli
silent:  sessiz
similar:  benzer
simple:  basit
simultaneous:  eş zamanlı
single:  tek/bekar
sixth:  altıncı
slack:  gevşek
slight:  ince/narin
slippery:  kaygan
small:  küçük
smart:  zarif/gösterişli
smooth:  düz/akıcı
snug:  rahat/tam oturan
social:  sosyal
soft:  yumuşak
solar:  güneşle ilgili
solid:  katı
some:  biraz
sour:  ekşi
special:  özel
specific:  belirli
splitting:  şiddetli
stable:  sağlam/sürekli
standby:  yedek
static:  statik
stationary:  sabit
steady:  sabit/sağlam
steep:  dik/sarp
sterile:  steril
sticky:  yapışkan
stiff:  katı/sert
still:  durgun
straight:  dümdüz
strange:  acayip/tuhaf
stranger:  yabancı
strategic:  stratejik
strict:  katı/sağlam
strong:  güçlü
structural:  yapısal
subsequent:  sonradan gelen
substantial:  dayanıklı/önemli
successful:  başarılı
successive:  ardıl
such:  öylesine
sudden:  ani
sufficient:  yeterli
suitable:  uygun
sunny:  güneşli
superior:  yüksek/üstün
superlative:  en iyi/üstün
supplementary:  ilave/ek
sure:  kesin
sweet:  tatlı
swift:  atik/tez
swollen:  şiş/kabarık
symbolic:  sembolik
synthetic:  sentetik
tactical:  taktiksel
tall:  uzun
taut:  gergin
technical:  teknik
temporary:  geçici
tentative:  öneri niteliğinde
terminal:  ölümcül
thermal:  termal
thick:  kalın
third:  üçüncü
thirsty:  susamış
thorough:  tam/eksiksiz
tight:  dar
tiny:  küçük/ufak
toxic:  zehirli
transient:  geçici
transparent:  transparan
transverse:  enine/çaprazlama
tropical:  tropikal
true:  doğru
turbulent:  vahşi/sert
typical:  tipik
undersea:  denizaltı
undersigned:  aşağıda imzası bulunan
underwater:  su altı
unique:  eşsiz
universal:  evrensel
upper:  üstteki
uppermost:  başlıca
urgent:  acil
useful:  faydalı
usual:  olağan
valid:  geçerli
valuable:  değerli
variable:  değişken
various:  çeşitli
vertical:  dikey
viable:  uygulanabilir
violent:  şiddetli
virtual:  gerçek/asıl
visible:  görülebilir
visual:  görsel
vital:  önemli/hayati
void:  hükümsüz/geçersiz
volatile:  değişken/dönek
wanton:  değişken/kontrolsüz
warm:  ılık
waterproof:  su geçirmez
watertight:  suya dayanıklı
weak:  zayıf
weary:  yorgun/usanmış
wet:  ıslak
white:  beyaz
whole:  tüm
wide:  geniş
willful:  inatçı
wise:  akıllı/mantıklı
wooden:  tahta/ahşap
woolen:  yün
wrong:  yanlış
wrongful:  haksız
yellow:  sarı
yesterday:  dün
young:  genç
harmless:  zararsız
inactive:  hareketsiz/pasif
incomplete:  tamamlanmamış
incorrect:  yanlış
indirect:  dolaylı
invalid:  geçersiz
nonavailable:  namevcut
nonproductive:  üretken olmayan
unauthorized:  yetkisiz
undesired:  istenmeyen
unfinished:  bitmemiş
unimportant:  önemsiz
unknown:  bilinmeyen
unsafe:  emniyetsiz
unsuccessful:  başarısız
unused:  kullanılmayan
unusual:  olağan dışı
unwanted:  istenmeyen
useless:  faydasız

 

BİR CEVAP BIRAK

Please enter your comment!
Please enter your name here